Bosna Hersek Doğu ve Batı medeniyetlerinin yol ağzında bir ülkedir. Müslümanlar, Ortodokslar, Katolikler, Yahudiler burada birlikte yaşarlar. Bu ülkede hem Kilise hem de Cami olmayan bir şehir bulmak zordur. Bu gösterir ki Bosna Hersek gerçekten Doğu ve Batı medeniyetlerinin ortasında bir ülkedir. Orta Çağ Bosna Kilisesi çağdaş Bosna Hersek’i anlamada iyi bir başlangıç noktasıdır.
Avrupa ve Balkanların çoğu iki temel Hıristiyan inanç sisteminin etkisi altındayken coğrafi olarak ayrılan Bosna Hersek iki Hıristiyan Kilisenin hiyerarşisi ve yapısını bırakıp, Paganizmin birçok elementi ile Hıristiyan Tanrıyı kutladı. Katolikler ve Ortodoksluk bu bölgede güç aramaya çalıştılar fakat Bosna Kilisesi yüzyıllardır tek inanç sistemini sürdürmeyi başardı.
Ortodoksluk ilk etkisini Sırbistan sınırları boyunca Hersek doğusundan alırken, Katolikliğin etkisi orta ve Kuzey Bosna da görülür. Osmanlıların gelişi Bosna Hersek tarihinde daha önceki Ortodoks ve Katolik teşebbüslerden daha önemli bir etkiye sahiptir.
Osmanlılar bölgeye ilk 14.yüzyılda geldiler ve bundan 250 yıl boyunca nüfusun önemli bir yüzdesinde İslam’a dönüşümü görüldü. 16. yüzyılda bölgeye dört grup girdi. 1492’de İspanya’dan çıkarılan Yahudilerin çoğu Saraybosna’ya, Mostar’a, Travnik’e ve diğer Bosna şehirlerine yerleştiler ve dinleri, kültürleri, gelenekleriyle birlikte tüccar olarak kabul edildiler.
Tito’nun Yugoslavya’sından insanların çoğu dini inançlarını kaybettiler. Dini ibadetlerine izin veriliyordu fakat hoş görülmüyordu. Laiklik önemliydi ve dini liderler komünist parti tarafından seçiliyordu. Osmanlıların ağır etkisine rağmen Bosna Hersek çok dinli olarak kaldı. Günümüzde bunu doğrular. Müslüman, Ortodokslar, Katolikler, Yahudiler ve diğerleri burada birlikte yaşarlar.