Girişimcileri düşlerini gerçekleştirmeye Bosna Hersek’e davet ediyoruz

Girişimcileri düşlerini gerçekleştirmeye Bosna Hersek’e davet ediyoruz

19 yaşındaki Bosna Hersek, Türk yatırımcıları “stratejik iş ortağı” seçti. Ülkenin fahri konsolosu Muzaffer Çilek, “Girişimcileri düşlerini gerçekleştirmeye davet ediyoruz” dedi.

Çilek “Türkler’le Boşnaklar’ı buluşturmak istiyoruz. 1000 nehirde HES’ler kurulabilir. Her türlü madençıkarılabilir. Bosna’da bürokrasi yok” diye konuştu.

100 yıl yani bir asır önce Bosna Hersek’ten göçüp Türkiye’ye gelen Çilek ailesi, kendi girişimciliköykülerini mobilyaya “Genç Odası” kavramınıyerleştirerek sağladı ve sabırla çalışarak sınırları aştı. Bugün 5 kıtadaki 66 ülkede 444 satış noktasına, 2 binçalışana 60 bin metrekarelik satış alanına ve yıllıkyaklaşık 250 milyon liralık perakende cirosuna ulaşan Çilek Mobilya, yurtdışında en çok mağaza açan birTürk markası haline geldi.

Boşnak aile, tam bu noktada dönüp geriye, geldikleri topraklara baktı. Sonra da Avrupa’nın tam ortasındaki 19 yıllık genç ülke Bosna Hersek’e 100 yıl sonra samimiyetle el uzatma gereğini gördü. Amaçları, Türkgirişimcilerini Boşnaklar’la aynı hedefe yani birliktekazanmaya birlikte yatırım yapmaya yöneltmekti. Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Çilek’le buluştuğumuzdasohbetin çerçevesi hazırdı.

2010’da Bosna’nın “fahri konsolosu” olan Çilek, kendisini 4 milyon nüfuslu bu küçük ülkenin kalkınmasına adamıştı. Neden bu yola çıkmıştı? Ne yapmak istiyordu? Bosna’nın filmini seyrettik birlikte. Ardından Türkler’le Boşnaklar’ın nasıl iki stratejik “iş partneri” olabileceğini konuştuk.

*Muzaffer Bey, kendinizi nasıl anlatırsınız?

Ben hem anne hem de baba tarafından Boşnak’ım. Türkiye’ye geleli 100 yılı geçti. Ben burada doğdum ama annemle babam Bosna Hersek’ten geldiler. 100 yılı devirdiği zaman objeler de eşyalar da antikasınıfına giriyor. 100 yılı başka bir ülkede yaşayan insan da zaten kendi kökeninden çıkıp artık yaşadığıülkeye ait oluyor.

Antika Türk olduk

*Neler yapıyorsunuz, markanız hangi noktaya geldi?

Genç ve çocuk eşyaları konusunda uzmanlaşmış bir markamız var, Türk markası olarak bunu dünyanın heryerine yaymaya çalışıyoruz. Bugün geldiğimiz noktada “Çilek” adıyla genç odası diye bilinen bir jenerikmarkamız oldu.

*Yurtdışında en çok mağazası olan Türk markası siz misiniz?

Evet, yurtdışında en çok mağazası olan marka unvanını aldık. Tokyo’da ilk mağaza açan marka unvanı dabizim. Şimdi Hindistan’da Mumbai’de de ilk mağaza bizim. İkinciyi de açıyoruz yakında.

Ekonomik dışa açılım önemli

*Firmanızın işleri yanında Bosna Hersek’e ilgi duymanızın amacı nedir?

Boşnak kökenli olduğumuzdan dolayı bize İstanbul’da “fahri konsolosluk” görevini verdiler. Bugün Bosna Hersek, 19 yaşında genç bir ülke. 1200 yıl sonra Boşnak milleti ilk defa devlet oldu.

Son savaştan sonra Aliya İzzetbegoviç’in önderliğinde bunu başardı. Bugün geldiği noktada yaralarını sardı. Ekonomik olarak dışa açılmaya başladı. Hem NATO’ya hem de AB’ye girme çalışmaları var. AB’ye girecek ‘ilk Müslüman ülke’ olabilir. Önümüzdeki sene sonuçlanacak müzakereler.

Nehir kıyısında 50 bin liraya ev satılıyor

*Çok heyecanlı şeyler anlatıyorsunuz, Bosna’da gidip bir ev almak kolay mı, zor mu?

Bodrum’a gidenlere yardımcı olamıyoruz ama Bosna’da ev alanlara hemen yardımcı olabiliyoruz. 40-50 bin liraya nehir kenarında, bahçeli çok güzel evler var. Daha çok emekli olanlar alıyor.

*Bosna’da ev alanlar arasında çok Türk var mı?

Evet. Hem ev alıyorlar hem arsa ve hem de meyve bahçelerini alıyorlar. Kimisi şehir içinde satın alı-yor, kimisi de ev yaptırmak için arsa alıyor. Büyük araziler ise tarıma yönelik alınıyor. Kimisi he­men iş yapmak için böyle yapıyor. Kimisi de Bosna Hersek ABye girecek diye 1 milyona alıp, 10 milyona yükselsin diye yatırım yapıyor. Yabancıya mülk edinmede hiçbir sıkıntı yok. Çok kolay, sanki kendi vatandaşıymış gibi mülk edinebiliyor. Para transferlerinde “çifte vergilendirme” yok.

HES kurmak çok kolay

*Türk insanları için orada ne gibi fırsatlar var?

18 sektörde yüzlerce iş fırsatları var. Küçüklü büyüklü 1000 tane nehir var. Bunların üzerine HES’ler kurulabilir. Bu sulardan yüzde 92’si birinci sınıf. Mini veya dev santraller yapacak sektörün oyuncularını da Bosna’ya götürüyoruz. Termik santrallerle de ilgili büyük fırsatlar var. Çünkü maden kömürlerinin hem kalorisi yüksek hem de fiyatları uygun. Bunun yanında altın, bakır, çelik, alüminyum var. Elbette, ülkede rüzgar koridorları da var, güneş panelleri kurmak için bölgeler de mevcut

*Tarımda neler var?

Geniş arazi ve ovalar var. Bunlar verimli topraklar. Nehirler olduğu için sulama imkânları mevcut, meyvecilik için müsait. Eski Yugoslavya zamanında orası, adeta Avrupa’nın meyve bahçesiymiş. Üretilen meyveler, Londra, Paris ve Milano’ya oradan gidiyormuş. Ağaçlarıyla meşhur bir ülke. Orman ve mobilya sektörü de değerlendirilebilir.

Geçen yıl petrol çıktı

*Petrol de çıktı değil mi?

Evet. Avrupa’da petrol çıkan tek ülke. Avrupalılar, “Avrupa’da petrol çıktı o da Müslümanlar’ın topraklarında” diyorlar. Bir buçuk yıl önce bulundu petrol, Shell onu işletmek için şimdi çalışmalar yapıyor.

Türkiye’de 3 milyon Boşnak yaşıyor

*Türkiye’de sizin gibi ne kadar Boşnak yaşıyor?

İstanbul, Adapazarı, Hendek, Gölcük, Bursa, Ayvalık, Çanakkale, Ankara, İzmir, Uşak, Konya, Kü­tahya gibi kentlerde yoğun Boşnak nüfusu var. Türkiye’de kimileri 7 milyon diyor ama bana göre 2 milyon Boşnak bulunuyor. Belki damatları da sayarsak 3 milyona ulaşır.

Gidenler güçlü yatırımcı oluyor

*Bosna’da nasıl bir sistem mevcut?

Bosna’da 4 milyon kişi yaşıyor. Küçüklü büyüklü şehirlerimiz var. Bosna’da federal bir sistem bulu­nuyor. İkisi cumhuriyet, 10 ayrı da kanton var. İsviçre gibi. Tabii ki kantonlar, karışık gibi görünse de aslında ticari yatırım yapanlar için çok avantajları da oluyor. Çünkü bir yatırımcı kendi sektörüy­le ilgili yapacağı her işini ait olduğu kantonda kolaylıkla hallediyor. O bölgenin de en güçlü yatırım­cısı oluyor. Neticede Türk iş adamlarının, Bosna Hersek’e daha fazla gitmesi lazım, daha çok yatı­rım yapması lazım.

*Gitmek isteyenlere nasıl hizmet veriyorsunuz?

Hizmet için bir vakıf kurduk. Vakıf, birinci derecede yatırımı ve ticareti artırmak, üniversiteler arası işbirlikleri ve belediyeler arası ilişkileri geliştirmek için kuruldu. Adı, BİGMEV yani Bosna ile İlişkileri Geliştirme Merkezi Vakfı. Uluslararası bir vakıftır bu. İstanbul’da, Bursa’da ve Saraybosna’da mer­kezleri var. Aynı zamanda BM’ye akredite olmuş denetlenen bir kurum.

Enerji ve tarıma girdik sırada turizm var

*Sizi sadece mobilyada biliyorduk, Bosna’da başka alanlara mı girdiniz?

Bosna’daki iş fırsatlarını görünce dayanamadık. Orada hem organik tarım yapıyoruz hem de ener­jide yatırımlarımız var. Mini HES’ler kuruyoruz. Organik tarımda ise McDonalds’a salata malzeme­leri üretip veriyoruz. Balkanlar’da açılan tüm McDonalds’lara hatta Avrupa’daki şubelere de ver­mek için hak kazandık.

*Turizme de girecek misiniz?

Evet, turizm sektörüne girmeyi düşünüyoruz Bosna’da. Müthiş potansiyel var. Kafe, restoran ve otel yapacağız. Üçü birlikte olacak.

Türk-Boşnak kombinasyonu

“Türkler yatırım için dünyanın her tarafına gidiyor. Ticari kabiliyetleri ve vizyonları var. Çalışkan ve girişimciler. Bosna Hersek’te ise eğitim, kültür, sanat, müzik, madenler, topraklar ve fırsatlar var ama ticari kabiliyet yok. Yugoslavya’dan kalma eski kültürü hala üzerlerinden atamıyorlar. Türklerle Boşnaklar çok iyi bir kombinasyon oluşturabilir.”

Perihan ÇAKIROĞLU

Comments are closed.